Eski bir yerlerde 80’li senelerin bir tanesinde doğmuş, can sıkıntısından anladığı bir şeylerin mühendisi olmuş, duyduğundan çok gördüğüne inanan, kanıtlanmışları ilgiyle ama uydurulmuşları asla okumayan, herkesi kendi gibi sanan, yanlış yapmaktansa hiç yapmamanın daha doğru olduğunu her zaman savunan. Gidip görmeden, incelemeden, bilip bilmeden anlatmayan ve de yapmayan, konuşmayı hiç sevmeyen fakat en çok konuşan, susamayan. Gürültüden çok hoşlanan ama sadece periyodik ve manyetik sesler olursa dinleyen, dinlerken sayan, dinlemezken tıkırdayan, uyurken sayıklayan. Çok yeniyken okuyup yazdığından, çevresi tarafından engellenen, susturulan. Bazı yerleri çok çalıştığından potansiyelini kullanmak istemeyen, kullanmayan. Uyumaktan hoşlanmayan ama rüyalara daldığında uyanmak istemeyen, uyursa en baştan başlayan, uyanamazsa şiddetle uyandırılan. Kalabalıktan kaçan, tenhada nefes alabilen. Siyahtan başkasına bakmayan, görmeyen, hatta gitmeyen ama yeter artık diye başka bir renk seçen, seçtirilen. Her konuda kesin takıntısı kalite olan, kalitesizlik gördüğünde koşarak uzaklaşan. Belgesel ezberleyen, proje geliştiren, nadir icatlar tasarlayan. Geleceği önceden tadıp koklayan. Boş durulduğunda dayanamayan, söylenmeye başlayan. Başta çok ısınsa da popüler olursa soğuyan. Yüksekten korkan ama zirvede oturan, aşağıya bakamayan.
Nedenlerle nedenlerde kaybolan.
Sekiz yüz düşünülmüş, yetmiş konuşulmuş, altı yazılmış.