Zamansız

Zamanın bittiğini hissettiğim anların birinde her zamanki gibi yine bomboş bir hayalin ortasında buldum kendimi. Uyanamadığım bir uyku hali ya da felçli bedenimdeki hissizlik… Artık kıpırdatamadığım bir geleceği görmek ne kadar mutlu edebilirdi ki? Birşeylerin bitmiş olduğu gerçeğini ne zaman kabul edecekti duygularım merak ediyorum.

Karanlıkta dolaşmak her zaman zevk verdi yalnızlığımın karmaşasına. Asla ölmez veya doğmaz dediğim düşünceleri yalnızken yarattığımı düşünürsek mutsuzluğun kaynağını yalnızlıkta aramak mantıksız olmaz. Dilsiz geçirdiğim anları kimsenin farketmemesi, kalabalık bile olsa çevrenin ne kadar duyarsız olduğunu gösterirdi eskiden. Artık o da bitti. Kişilikten yoksun canlılarla dolu bir kalabalık ne kadar da kuru ve tatsız.

Benimle zamanını paylaşan insanların daha sıcak olmasını beklerken bardaklarını buzla doldurduğumu unutuyorum. Ve tekrar bekliyorum sıcaklığını çevremde hissetmek istediğim birini. Sonra yine aynı, zamanın bittiğini hissettiğim bir an… Oysa sadece sonsuz girdaplarımdan birindeyim onu aradığım.

Belki de kaybettiğim.