Terbiyesiz

Şaşkınlığın bitiriyor sözlerimi ve altından kalkamıyorum oyunlarının. Cevap isteseydin hepsine kapak yapacaktım ama yeni bir hesaplaşma ortamını kaldıramayacak tutkum. Yukarıya koşmak gereksiz bir haraket. Zevksiz tutarsızlıklarını da alıp dolabına kaldırmalısın.

Hatalarımdan ders çıkartmıyorum. Hiç sevemedim dersleri. Ödevlerini de alıp yuvarlayıp kıçına soktum hayatın. “Terbiyesiz” dedi bana son sözlerinde. Aslında ben gayet samimiydim, terbiyem de tam, eksik hep kendisindeydi. Neyse ki artık yok, buralardan çok uzakta. Tekrar gelmesi uzun sürer. O yokken mutlu olabileceğim bir kaç saniyem var.

Fedakarlık yapmaktan sıkıldım kalbime. İki yüz görmek için bir yüzü feda etmek niyetinde değilken tam beş yüz kaybettim. Sorunsuz olamadıysam da sorun çıkartmadan halledebiliyorum. Yenilik peşinde koşmasaydın keşke. Şimdi hepsi harcandı. Partideyken koptuğumu farketmemiştim, en az ben koklayacaktım, hani nerde kaldı fikirlerimiz? Sipariş vermezsen gelmez, önce saflığı yansıtman gerekir havaya. Masadaki gökyüzünü ve bulutları görmelisin. Karşıma geçmiş gemilerden bahsediyorsun, seneler önce yapmıştık hani iki tane. Gören masumlar söndürmüştü birinin alevini. Diğeriyse hala kayıp. Şempanzeler belki hala yaşıyordur.

Mavi odanın kapanmasına az kaldı. İçerde kilitli kalmamak için zamanında çıkmak zorundayım. 10, 9, 8…