Aynı trenin farklı vagonlarındayız farkında mısın? Son durağa vardığımızda ikimizi de indirecekler öyle veya böyle. Amaçsız sonuçlardan olacağız. Seninle ilgili tüm anlar silindiğinde yaşadığının da bir izi kalmayacak.
Zaman bu kadar değerliyken tartışmalarla harcamak çok mantıksız. Ortadaki mevcut enerji kendini yeni nesillere aktarırken sen sadece bir seyircisisin bu seansın. Oyunu seyretmek, hatta oyuna katılmak yerine baltalaman seni değersiz yapar. İşe yarayacağın tek noktada mızıkçılık yapmak… O da senin seçimin nasılsa fakat seni olduğun gibi kabul ediyor olmam sana boyun eğeceğimi göstermez.
Gözlerinle gözlerinde göremediklerin gerçekliğindir. Sesini nasıl duyamıyorsan benim duyduğum gibi, gerçekten olup olmadığını aynadan görmeye çalışman aynı sesini kaydedip dinlemene benzer. Dilinin tadını biliyor musun benim gibi? Ya da tenini? Hiç kendine doğru yürürken uzaktan gördün mü? Çevrende oluşturduğun enerjiyi merkezindeyken hissedemezsin. Senden alınan haz sana ait değil!
Tadını bilmediğin, varsaydığın bir gerçekliğe somutsal fırça darbeleriyle estetik kattığını sansan da, senin “sen” olmanın sebebi sadece kimyasal bütünlüğündür.